Kutören

Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği

Kutören Tarihi

Kutören adına ilk defa Kanuni Sultan Süleyman döneminde rastlanmaktadır. O dönemde Karaman vilayetinin Ereğli kazasına ayrılan 465 numaralı mufassal defteriin 236-260 sayfalarında “Kuytuviran; bu köyde İSMİLLER cemaatinden 18 mükellef bulunmaktadır. Köyün adı “İSMİ” sıra no’su 18′dir. İsmiller adıyla bilinen ve perakende yaşayan cemaattir” denilmektedir. Kutören, ilk olarak bugünkü Kutören’in 7 km batısındaki KIŞLA ÖRENİ denilen alanda yerleşmişlerdir. Yaz mevsimlerinde ovaya inen halk, kış mevsimlerinde örene yerleşirdi. Kalıntıları hala görülebilen KIŞLA ÖRENİ’nin düzlüğünde büyükçe bir İslam Mezarlığı bulunmaktadır. Gayrimüslim mezarlığına ise Kutören’de çok nadir rastlanmaktadır.

Kışla öreninin tarihi çok eskilere dayanmaktadır. 11 YY’dan sonra Anadolu’ya yerleşen Türkmen boylarından AVŞARLAR; şimdiki Kutören’in bulunduğu alandaki tepeler arasına oba oba yerleşerek yerli Bizans halkıyla birlikte yaşamışlardır. Zamanla asimile olan ve bölgeden göç eden Bizans halkının yerine yerleşen AVŞARLAR, bugünkü Kutören’in atalarıdır. Yani Kutören’in kökü, Anadolu Selçuklu Türkleridir.

Tuz gölü tarafından gelip Silifke’ye kadar uzanan ve kasabaya bağlı Obruk Yaylasının ortasından geçen 50-60 mere aralıklarala sıralanan ve ALİ TAŞLARI denilen Roma Eyalet Sınır Taşları, halen görülebilmektedir. Ayrıca Salihli yakınlarından gelip Konya üzeri Kemerhisar’a (Tiyana) ulaşan tarihiİpek Yolu da Kutören-Belkaya sınırından geçmektedir. Yol üzerindeki han yıkıkları, 20 yıl öncesine kadar ayaktayken, bugün görülmemektedir.

1071′den sonra Anadolu’ya yerleşen Selçuklu Türkleri ile Bizanslılar arasında yaşanan 3. ve 4. haçlı seferleri de Kutören-Belkaya-Emirgazi toprak üçgeninde yaşanmıştır. (Bugünkü Çakallar denilen arazi)

1690′lı yıllarda celali isyanlarının başlamasıyla ortaya çıkan eşkiya baskınları nedeniyle can güvenliği kalmayan Kutörenliler; Kışla’dan dağılmaya başlamışlardır. Bunlardan bir kısmı Şimdiki Belkaya topraklarına, bir kısmı şimdiki Emirgazi topraklarına, bir kısmı da bugünkü Kutören topraklarının olduğu alana yerleşmişlerdir. İkinci Mahmut’un ülkede durumu düzeltmesiyle rahata kavuşa Kutörenliler, Kışla Öreni’ne tekrar dönmemişler ve ovada yaşamaya başlamışlardır.

Kutören’deki ve Kışla’daki mezarlılarda en eski tarih olarak 1810 yazmaktadır.

KUTÖREN’İN TARİHİ YERLERİ

Kutören Eski Camii: Anadolu Selçukluları mimari tarzının örneklerinden olan Kutören eski camii, hem islam hem de hristiyan öğeleri içinde barındıran kozmolit bir yapıya sahiptir. 1910′lu yıllarda Kepez Tepesi’nden Kutören merkeze taşınan camii, kasabaya inşa edilirken, kepezdeki yapısını, hatta taşlarının yeri bile değiştirilmeden olduğu gibi konulmuştur. İlginç minare yapısıyla dikkat çeken camiinin minaresinin kilise şeklini andırması; camiinin tarihte kilise olarak kullanıldığı gibi yanlış bir kanıya sebep olmaktadır. Bu konu hakkındaki gerçek bilgi, minare yapısının Anadolu Selçuklu mimarisinin örneklerinden biri olduğudur. Bu bilgi Vakıflar Konya Bölge Müdürlüğü tarafından da doğrulanmaktadır.

Camii; kasabaya inşa edildiği sıralarda Aksaray Paşası Şükrü Paşa (TSK’nın ilk Genelkurmay Başkanı SalihOmurtak’ın babası) Aksaray’da Kutören üzeri Ereğli’ye giderken bu camiide namaz kılmış ve o gün camiinin  duvarına “ŞEFAAT YA RESULALLAH” yazmıştır. Bu yazı, halen camiinin giriş duvarından net olarak görülebilmektedir.

Kutören eski camii, 2008 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiş ve bu restore sırasında camii sıvalarının altından çıkan kalemişleri, camiinin bünyesinde barındırdığı zenginlikleri ortaya koymuştur.

Çekin Kalesi: Vaktiyle Kışla Öreninde yaşayan Kutörenlilerin, yaz mevsimlerinde ovaya inerek hayvancılık yapmaları sırasında bazı Kutörenliler, bu kaleye yerleşmiş ve burada barınmışlardır.

Karaağıl Öreni: Ne zaman yapıldığı, kimler tarafından kullanıldığı tam olarak bilinmeyen örenin, Bizanslılar döneminde yapıldığı sanılmaktadır. Ören, bie yeraltı şehrini andırır niteliktedir.

Ali Taşları: Tuz gölü tarafından gelip Silifke’ye kadar uzanan ve Obruk yaylasının ortasından geçen 50-60 metre aralıklarla sıralanan Roma Eyalet Sınır taşlarıdır. Taşlar, Obruk yaylasının ortasından geçer. Hala belirgin oalrak görülebilmektedir.

Üçtepe Mağarası. Kasabanın 5 km doğusunda bulunan Üçtepeler adı verilen tepe üzerinde bulunan mağara ile ilgili olarak kesin bir bilgi ya da belge bulunmamaktadır. Ancak bazı araştırmacılar, yapı tarzının Frigler’e ait olduğunu söylemektedir. Ve Frigler döneminde bir bölge yöneticisinin mezarı olduğu sanılmaktadır.

Kışla Öreni: Kutörenlilerin ilk yerleşim alanıdır. Yaklaşık 10.000 kişiyi barındırabilecek büyüklüğe sahiptir. Kışla öreninde bugün görülebilecek yerler ise, İslam mezarlıkları, ören yıkıları ve mağaralardır.

Peynirlik Tepesindeki Mağara Oyukları: Kutören’in 15 km doğusunda yer alan Peynirlik tepesinde bulunan mağara oyukları, Osmanlı askerleri tarafından barınak yeri olarak kullanılmıştır. Halen tepede görülebilen mağara oyuklarının eski dönemlerde elle yapıldığı kolaylıkla anlaşılabilir.

Kutören Kalesi: Osmanlı Döneminde Celali İsyanlarının çıkmasıyla Kışla’dan dağılmaya başlayan Kutörenlilerin bir bölümü bu kaleye çıkarak burada yaşamaya başlamışlardır. Bugün kalede, o dönemden kalma sur kalıntıları görülebilmektedir.

Kepez Tepesi: Kepez Tepesi, Kutören’in ikinci büyük ören yeridir. Kutören Eski Camii, merkeze taşınmadan önce bu ören yerinde ibadethabe olarak kullanılmaktaydı. Kepez Tepesindeki ören yerinde, Friglerin, Osmanlılar ve Selçukluların yaşadığı biliniyor. Ama Bizanslıların tepede barındığına dair bir bulguya rastlanmamıştır.

admin : Kutören Tarihi Yorum 0

Yorumunuzu Yazın

Bilgiyi giriniz.
İsim
Email
Web Sitesi
Yorumunuz